
Sınav Kaygısı Nedir?
Kaygı, sıklıkla kendisinden yakınsak da insanın gelecek ile ilgili belirli bir plan yaparak yaşantısını düzenleyebilmesi, hatta yaşamını sürdürebilmesi için son derece işlevsel bir duygudur. Buna karşın, diğer duygularımızda olduğu gibi yoğun düzeyde yaşandığında işlevsel özelliğini kaybetmekte, ruh sağlığımızın bozulmasına yol açmakta ve yaşam kalitemizi düşürmektedir. Sınav kaygısının da belirli bir noktaya kadar işlevsel özelliği bulunmakta, hedefimize ulaşmak için uygun bir çerçevede çalışabilmemize zemin hazırlamaktadır. Ancak diğer kaygılarda olduğu gibi sınav ile ilişkili kaygı da şiddetli olduğunda yararlı olmaktan çıkmakta ve öğrenilmiş olan bilgilerin sınav esnasında aktif olarak kullanılmasını engelleyen ve buna bağlı olarak başarıya ulaşmayı zora sokan bir duygu niteliğini almaktadır.
Sınav Kaygısının Belirtileri Nelerdir?

Sınav kaygısının şiddetli olması kendini sürekli olarak yetersiz görme, dikkat ve konsantrasyon güçlüğü, endişe, huzursuzluk, sinirlilik, sınav ile ilgili konuşmaktan uzak durma, sınavlara girmeme, başarısızlık, baş ağrısı, mide bulantısı, çarpıntı, nefes darlığı, uykusuzluk gibi belirtilere neden olabilmektedir.
Sınav kaygısının şiddetli olmasının çok sayıda farklı nedeni olabilse de alternatiflere yer vermeyen ve tam olarak gerçekçi olmayan düşüncelere güçlü bir inanç duyma, bu düşüncelerin oluşumuna ya da güçlenmesine katkı sağlayan aile ya da çevre beklenti ve baskılarına maruz kalma, mükemmeliyetçi ve rekabetçi kişilik yapısı ve sınava yeterince hazırlanılmamış olması başta gelen etkenler arasında sayılabilir.
Sınav Kaygısı ile Başa Çıkmanın Yolları Nelerdir?
Kaygı duymaktan endişelenmek sadece sınav kaygısı için değil, kaygı (anksiyete) bozukluklarının geneli için sık karşılaştığımız ve kaygının bir kısır döngü içerisinde artmasına neden olan bir durumdur. Bu nedenle, öncelikle kaygı duymanın mutlak olarak zararlı bir durum olmadığını bilmemiz ve bu bilgiyi kendimize hatırlatmamız gereklidir. Bu bağlamda, sınav kaygısı ile başa çıkabilmek için kaygıyı bastırmaya çalışmak ve bunun için farklı yöntemler denemek sıklıkla gerekmemektedir. Buna karşın sınav kaygısı aşırı olduğunu ve başarı ya da yaşam kalitemizi bozduğunu düşünüyorsak değerlendirme için bir psikiyatrist ile görüşmemiz uygun olacaktır.
Sınav kaygısının tedavisinde, özellikle eşlik eden başka bir psikiyatrik rahatsızlık bulunmuyorsa ve belirtiler çok şiddetli değil ise, psikoterapi sıklıkla ilk seçenek olarak görülmektedir. Psikoterapi seanslarında bireyin gerçekçi olmayan inanç ve tutumları ele alınmakta ve ona yeni perspektif ve davranış örüntüleri kazandırılmaya çalışılmaktadır. Ayrıca kaygıyı arttırabilecek olan beslenme ve uyku alışkanlıkları ile ilgili sorunlar gözden geçirilmektedir.

Başta anne ve babalar olmak üzere aile bireylerinin tutum ve davranışları da sınav kaygısının ortaya çıkması ve seyri üzerinde etkili olabildiği için, onlar da tedavinin bir parçası olarak görülmektedir. Anne ve babalar ile çocuklarını sınav başarısı konusunda desteklemek, ancak bunu gerçekleştirirken sınav kaygısının yoğunlaşmasını engellemek arasındaki dengeyi nasıl kurmaları gerektiği ele alınmaktadır.
Belirli olgularda sınav kaygısı çok şiddetli olabilmekte ya da farklı psikiyatrik rahatsızlıklar ile birliktelik gösterebilmektedir. Bu durumda ilaç tedavileri genellikle etkili bir yöntemdir ve çoğu bireyde önemli bir yan etki ortaya çıkmadan fayda sağlayabilmektedir. Nadir olgular dışında ilaç tedavileri tek başına kullanılmamakta, psikoterapi uygulamaları ile birlikte sürdürülmektedir. Ancak gerek psikoterapilerin gerekse sınav performansını ve günlük yaşamı olumsuz yönde etkilemeyen ilaçların etkinliklerini göstermesi için bir miktar zaman gerektiği bilinmeli ve psikiyatri başvurusu için sınav zamanının çok yaklaşması beklenmemelidir.
Comments